Liderlik ve Transaksiyonel Analiz

Liderlik ve Transaksiyonel Analiz

Etkili liderlik, yöneticinin kendini tanıması ve yönetmesiyle başlar. Lider, öncelikle kendi potansiyelini geliştirmek, kendi kendisine koçluk yapmak, benliğinin lideri olmak zorundadır. Bireyler, kendini tanıyabilmek için çeşitli referanslar kullanır. Bilim insanlarının revize ederek yöneticilerin kullanımına sunduğu psikolojik yaklaşımlardan biri de transaksiyonel analizdir.

İlk kez psikanalist Dr.Eric Berne tarafından dile getirilen transaksiyonel analiz yalnız klinik psikoloji ile sınırlı kalmamış eğitim, koçluk, mentorluk ve organizasyonlarda uygulama alanı bulmuştur.

Kişiliğin anlaşılmasında benlik durumları, transaksiyonel analizin en temel kavramıdır. Transaksiyonel analizde  üç tip benlik durumundan söz edilir. Herhangi bir davranış ortaya koyarken bu üç benlik durumundan birini ağırlıklı olarak kullanırız.

1. Ebeveyn Benlik Durumu

Başta anne-babamız olmak olmak üzere çocukluğumuzda bizi etkilemiş olan otorite figürlerinin tutum ve davranışlarının bizdeki modellenmiş halidir. Davranışlarımızı prensipler, kurallar, değerler, kalıplar şekillendirir. Sözlü mesajın içeriğine göre güçlü, otoriter bir ses tonu, sert jest ve mimiklerle ya da sıcak kanlı, rahat ettiren bir ses tonu, gülümseyen bir yüz ifadesi ya da güven veren jestlerle de kendini gösterebilir. Ebeveyn benlikte beden dilini çatık kaşlar, havada sallanan işaret parmağı ve beldeki ellerle karakterize edebiliriz.  Baze çok müşfik bakışlar eşlik eder bu benliğe. Emir verme, yargılama, suçlama, koruma, yardım etme davranışlarıyla kolayca fark edilirler.

  • “Rapor yarın sabah masamda olsun!”
  • “Ne zaman istersen gelebilirsin.”
  • “Saçmalamayın, canımı sıkmayın!”

2. Yetişkin Benlik Durumu

Yetişkin benlik doğrulanmış verilerin peşindedir. Çünkü en doğru zamanda en doğru kararı en doğru şekilde vermek ister. Adeta bunun için yaşar. Problemleri çözer, durumları değerlendirir ve belirli bir durum için en iyi çözüme ulaşmaya çalışır. Bilgi alışverişi, somutluk, net kararlar ve net tercihlerden beslenir. Yetişkin benlik merak ve sorgulamayla kendini belli eder. Ne? Nerede? Kim? Kaç? Nasıl? gibi sorular hep gündemlerindedir. Sözel olarak kendini ifade ederken aşırı duygu barındırmayan bir ses tonu kullanır. Ne kendinden ne de karşısındaki kişiden yola çıkar, amacı sorunu çözmektir. Hareketler ve yüz ifadesi rahatlık içerir. Duygudan uzak olduğu için çok fazla iniş çıkış gözlenmez. Tarafsızlık, etkileşim içinde olma, bilgi arayışı, karar verme gibi davranışlarda kendini ortaya koyar.

  • “Raporu ne zaman tamamlkyabilirsin?”
  • “Saha raporları bu ay satışımızın %20 düştüğünü gösteriyor.”
  • “Ben sizinle aynı/farklı fikirdeyim.”

3. Çocuk Benlik Durumu

Bir çocukken istediğimiz yaptırmak için başvurduğumuz davranışları içerir.  İhtiyaç, duygular ve korkulardan güç alır. Genellikle beden diline, aşırı coşku ya da somurtma, küsme, öfkelenme, ağlama yansır. Özgürce duygunun ortaya konduğu durumlarda ses tonu, yüz ifadesi ve jestler duygunun içeriğine göre değişim gösterir. Otoriteye boyun eğme söz konusu olduğunda, alçak ses tonu, baş önde, omuzlar düşükken, otoriteye başkaldırma durumunda öfke, yüksek ses tonu ve dikleşmiş bir vücut öne çıkar.

  • “Yuppiii hedefe ulaştık”
  • “Sen nasıl istersen”
  • “Ben kendim yaparım, hiçbirinizin yardımına ihtiyacım yok. Zamanında yapsaydınız”

Tüm Benlik Durumları Hem Olumlu Hem de Olumsuz Özellikler Barındırır

Ebeveyn benlik durumunda yol gösteren-kural koyan ebeveyn ve yardım eden-koruyan ebeveyn olmak üzere iki tip ebeveyn söz konusudur. Kural koyan, ebeveyn benlik durumunun kuralları belirleyen ve uyulmasını sağlayan, kendini ve diğerlerini eleştiren, cezalandıran, tehdit eden yönüdür. Bu yön rehberlik, süreçleri belirlemek, değerlendirme ve denetim yapmak durumunda son derece yararlıdır. Fakat suçlayıcı boyuta ulaştığında, yaşamı kolaylaştırmaktan çok sınırlayan hale gelir. Yönetici sınırları çizerken ve sınırları aşanı uyarırken ebeveynin kural koyan yönünü kullanır. Bunu yaparken karşı tarafın çocuk benliğini yaralar, karşı tarafın duygularını görmezden gelirse yol göstericilikten suçlayıcılığa geçmiş olur.

Koruyan taraf, ebeveyn benlik durumunun diğerlerinin çocuk benlik durumuna hitap ederek, güven veren, destekleyen, yardım eden ve koruyan yönüdür. Sevgi, ilgi ve yardım götürdüğünde yararlı, aşırı korumaya dönüşüp diğerlerinin gelişimini olumsuz etkilediğinde zararlıdır. Koruyan ebeveyn, yöneticinin yardım etmesini sağlar. Eğer bu yardım karşı tarafın ihtiyacını karşılamıyor, boğucu ve kısıtlayıcı oluyorsa yardım eden ebeveyn aşırı koruyucu hale gelmiş demektir.

Doğduğumuzda hepimiz bir özgür çocuk benliği ile dünyaya merhaba deriz. Özgür çocuk, istediğini istediği anda, istediği yerde, çevreye ilişkin kaygısı olmaksızın yapar. Bu benlik durumu ilerleyen yaşlarda dozunda kullanıldığında bireye hoş bir doğallık verebildiği gibi saygısızlığa kadar da uzanabilir. Birey, küçük yaşlardan itibaren çevresinin isteklerine uymak zorunda olduğunu öğrenir. Bu yolla onay elde eder veya daha az dikkat çeker. Boyun eğen çocuk adı verilen bu benlik durumunda gerçeğe dayanan veya dayanmayan pek çok talimata sorgulamaksızın uyulur. Fakat bazen çocuk kendinden beklenilenin tam zıddını yapar. Gerçekten istemese bile yapart, böylelikle dikkat çeker ve varlığını hissettirir. Asi çocuk adı verilen bu yön bazen özgür çocukla karıştırılır. Ancak özgür çocuk istediğini yapar, asi çocuk karşısındakinin istediğinin tam aksini yapar.

Çocuk benlik, yetişkin benlik ile iş birliği içinde olduğunda, boyun eğme ve asilik olumlu yönde kullanılabilir. Örneğin sosyal yaşamdaki bazı zorunlulukları yerine getirmek için kendi isteklerinden vazgeçmek ya da karşısındakinin kendini sorgulaması için başkaldırma, kendi isteklerinden vazgeçmemek için ısrar etmek gibi. İşte bu uyumlu çocuk benliğimizdir. Hayır diyemeyip zamanını iyi kullanamayan, memnuniyetsizliklerini dile getiremeyen yönetici boyun eğen çocuk etkisindedir. Asi çocuk etkisinde sürekli şikayet eden, her şeyi kendi üzerine alıp öfkelenen yönetici karşımıza çıkar. Uyumlu çocuk, yöneticinin ortama uygun ihtiyaçlar geliştirip sınırlarını dikkate almasını sağladığı gibi tamamen kendi isteklerinden vazgeçmesini de engeller. Özgür çocuk diğerlerinin sınırlarını aşmamak koşuluyla yöneticinin karizmasında önemli bir etkendir.

Yetişkin benlik durumu anahtar sorular sormamızı sağlayan diğer insanlarla ilişki ve iletişimimizi regüle eden benliğimizdir. Bu nedenle diğer iki benlik durumunun ufkunu genişletirken aynı zamanda dengeler. Yetişkin benlik diğer iki benliği dikkate almadan hareket ederse çok sıkıcı olabilir. Sanki bir robot gibi hatta bulaşık makinası gibi renksiz-duygusuz bir kişilik görüntüsü verir.

Yetişkin benlik durumu yeterince gelişmediğinde ya problemleri göremeyiz ya da ciddiyetini fark edemeyiz. Bu durumda kendimizi ve çevremizi sorgulamaksızın sorunların artmasına seyirci kalırız. Bazen de problemleri ve nedenleri fark etsek bile problemlerin çözülebilirliğini veya çözme kapasitemizi görmezden gelerek kısır döngü içine gireriz.

Örnek Benlik Çatışmaları

 

Benlik İlişkileri (Y-Y)

Yönetici bilgi istiyor, çalışan bilgi veriyor, yetişkin yetişkine bir iletişim. İletiler paralel ve birbirini bütünleyici.

 

Benlik İlişkileri (E-Y)

Çalışan yetişkin tarafından mesaj gönderiyor. Müdür suçlayıcı ebeveyn tarafından cevap veriyor. Burada bir iletişim çatışması var.

 

Benlik İlişkileri (E-Ç)

Çalışan uslu-boyun eğen çocuk yanından sesleniyor. Müdür ise suçlayan ebeveyn tarafından cevap veriyor. İletiler çakışmıyor, ortada bir çatışma yok gibi görünüyor. Yöneticisi böyle baskın ebeveyn karakterde olan hangi çalışan konuşabilir ki zaten? Ama yüzey kazındığında aşağılarda derin sorunlar olduğu da bir gerçek.

Transaksiyonel Analiz Lider İçin Neden Önemli?

İletişim ve sonucunda etkileşim, en nihayetinde iki bireyin benlik durumları arasındaki duygu-mesaj alışverişidir. Etkileşim sürecini başlatan, bilinçli ya da bilinçsiz olarak bir benlik durumu kullanır ve karşısındakinin de bir benlik durumunu hedefler. Cevap, iletişimi başlatanın hedeflediği benlik durumundan hareket edip başlangıç noktasına geri dönerse, burada paralel ya da tamamlayıcı etkileşim söz edilir. Paralel etkileşimde konuşma kendiliğinden bırakılana kadar sürer. Bu durumjda karşımıza şu alternatif iletişim kalıpları çıkar:

  • İki ebeveyn benlik arasında ise değerlerin paylaşımı görülür.
  • İki yetişkin benlik arasında ise bir bilgi alışverişi yapılır.
  • İki çocuk benlik arasında ise eğlenceli bir sohbet veya duyguların paylaşımı gözlenir.
  • Bir ebeveyn ve bir çocuk benlik arasında ise yardım talebi üzerine gelen öğütler veya emir ve itaat şeklinde yapıcı bir iletişim olabilir.

Yukarıdaki iletişim kalıpları hedeflenen iletişim modelleridir. Ancak bazı durumlarda bu sürüp giden konuşmalar çatışma şeklinde de olabilir. Cevap verirken birey hedeflenen benlik durumunu izlemezse çapraz bir etkileşim ortaya çıkar ki bu durumda paralellik kesildiği için konuşmanın sonuçlanmasına yol açar. Çapraz etkileşim cbazen çatışma durumunda yarar sağlar, Örneğin bir başkasının sürekli ebeveyn benliğine maruz kalmak istemediğimizde iletişimi yetişkin-yetişkin düzeyine çekerek sürüp gitmesi muhtemel sıkıntılı etkileşimden çıkabiliriz. Örnek olarak bize yapılan eleştirileri “dikkatle bunlar üzerinde düşüneceğim” cevabı hem çatışmayı önler hem de sıkıntılı iletişimi keser.

Lider İletişim Kurmadan Önce Şu Soruları Kendine Sormalıdır

Açık, sağlıklı ve etkin iletişim, liderlerin başarısında vazgeçilmez bir etkendir. Bir liderin iletişim kurarken kontrol etmesi gereken alanlar vardır:

  • Ben genelde hangi benlik durumunda iletişimi başlatıyor ya da karşılıyorum?
  • Karşımdaki hangi benlik durumundan bana mesaj gönderiyor ya da karşılıyor?
  • Hangi benlik durumundan yola çıkarsam karşımdakini olumlu etkilerim?

Son olarak Sevgili Okuyucu; buradaki önermelerin hepsinin yalnız liderler ve iş dünyası ile sınırlı olmadığını, elbette sosyal ilişkilerimizde, romantik ya da akademik ilişkilerimizde de geçerli olduğunu vurgulayarak yazıyı sonlandıralım.

Yorum bırakın