ALLAH’TAN BAŞKA KİMSESİ OLMAYAN, ZATEN İHTİYACI DA OLMAYAN MEHMET’E
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından, 20 Ocak 2018 Cumartesi günü saat 17.00’da başlatılarak bu gün 24. günü icra edilen Zeytin Dalı Harekâtı, toplumun kısıtlı kesimleri tarafından kurumsal ya da bireysel olarak yoğun, fütursuz ve haksız bir şekilde eleştiriliyor.
Fransa; “Suriye’de bulunmaması gereken herkesin ülkeden çıkmasını” emrederken, İran; “Bir ülke karşı ülke devletinin izni olmadan başkasının topraklarına girerse biz prensip olarak bunu kabul etmeyiz” diyor.
Türkiye’nin harekâta bir an önce son vermesini isteyen Alman milletvekilleri boyunlarındaki PKK paçavraları ile parlamento oturumuna katılıyor.
Örnekler çoğaltılabilir ve tüm bunlar anlaşılabilir. Batılı müttefiklerimizden dostane bir tutum zaten kimse tarafından beklenmiyor. Bu noktada ilginç olan moda tabirle yerli ve milli kişilerin harekâta bakış açısı.
Harekâtın başlangıcında destek verirken bu gün “Afrin içine girilmesin, teröristle sivili nasıl ayıracaksınız” diyenler TSK’nin kuyumcu terazisi hassasiyetindeki bu şaşmaz ayırımı 35 senedir hiçbir ordunun yapamadığı başarı ile yaptığını unutmuş olmalı. Ayrıca şer yuvasına girmeden harekât nasıl sonuçlandırılacak? Bunun cevabı da her halde kendisinde mevcuttur.
“Bu milletin fakir fukara çocuklarını göndereceğine dantelli tosunları gönder” diye höykürenler geçmişte o bölgelerde aynı mücadeleyi verenlerin de dantelli tosun olup olmadığını cevaplandırabilir zannediyorum. Mehmetçikle omuz omuza çatışan, bizzat TSK tarafından eğitilmiş ve donatılmış Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) üyelerine terörist ya da it sürüsü diyerek köpükler saçanlar, sonu şehadet olan yolculuğa “Kızılelma’ya, “Düğüne” diye gülerek çıkanların ve onların ailelerinin yüzüne nasıl bakacak acaba?
Teröristin varlığına inanmak için istihbari delil isteyenlerden, “şehitler ölmez vatan bölünmez düşüncesinden” tiksinenlerden, Şanlı Ordumuzun Afrin’den çıkamayacağını 1 avuç kına ile ballandıranlardan bahsetmiyorum bile. Sayfayı kirletmeye değmez.
Siyasi nefretler sonu düşünülmeyen açıklamalara dönüşüyor belli ki.
Aklı başında hiçbir kişi ve millet ordusu çatışma bölgesinde iken bu lafları etmez. Moral güç askeri gücün en önemli kuvvet çarpanlarından biridir. Dillerinde “vatan sağ olsun yeter” sözünden başka bir şey duyamadığınız bu gençler, Kürtler de dahil olmak üzere yerel halkın göz yaşları ile karşılayarak kucak açtığı zor bir coğrafyada görev yaparken sizden tek bir şey bekliyor. Susun yeter.
Bu örnekler çoğaltılabilir, gerek yok.
Sevgili Okuyucu;
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin aynı ÖSO ile birlikte Suriye’nin Cerablus kasabasına 24 Ağustos 2016 tarihinde girmesiyle başlayan ve 7 ay boyunca yine Suriye’nin kuzeyinde ama bu defa yoğunlukla DAEŞ’e karşı yürütülen Fırat Kalkan’ı harekâtı toplumun hiçbir katmanında, yukarıda makaleye almak zorunda kaldıklarım da dahil olmak üzere, bu tonda eleştirilmezken bu gün Zeytin Dalı Harekatının acımasızca eleştirilmesi hafızamı yoklamamama sebep oldu.
Çok değil birkaç yıl önceki basın bildirileri, basın toplantıları, gazete manşetleri incelendiğinde, TSK’ni faşist ordu olarak görmeyi tercih eden STK ya da bazı odalar ile HDP ve onun temsil ettiği kitle hariç, kamuoyu ağız birliği etmişçesine;
- Terörürün kaynağında bitirilmesini,
- Kandil başta olmak üzere Irak ve Suriye’deki tüm kamp ve terör yuvalarına girilerek imha edilmesini,
- Irak ve Suriye sınırımız boyunca, sınır ötesinde bir “güvenlik kuşağı” oluşturularak tehditin ülke sınırları dışında, görece geniş gözetleme ve ateş sahaları bahşeden arazi arızasında karşılanmasını en yüksek sesle seslendiriyor hatta yürütülen askeri ve sivil politikalar haddinden fazla yumuşak olduğu gerekçesiyle eleştiriliyordu.
Bugün işte tam da bu yapılmaya çalışılırken, politik duruşlarla hükümete atılan eleştiri okları maalesef sahada Bilal Köy’de, Şeyh Horoz’da ya da Afrin’e 14 km mesafede adını bile bilmediğimiz bir yerde su toplamış ayağı ile buz gibi bir güne uyanan evlatlarımıza kadar ulaşıyor. Biraz akıl ve iz’an.
Bir Sınır Ötesi Harekât Gerekli miydi?
PKK kurulduğu günden beri önce Baba Esad sonra yavrusunun himayesinde bölgede rahatlıkla faaliyet gösteriyor. 2012 yılında Suriye yönetiminin bölgeden tamamen çekilmesiyle otorite boşluğu arttı. Esad’ı devirmek ve demokrasiyi sözde tesis etmek bahanesi ile bölgede varlık gösteren ABD, siyasi bir güç olan PYD ile işbirliğine gitti. PYD de hiç boş durmadı 2014 başında Aynel Arab ve Cezire ile birlikte burayı bağımsız kanton ilan etti. Esad henüz silahlı mücadeleye girilecek bir düşman değildi bu sebeple yeni bir düşman gerekiyordu, ABD bu düşmanı bulmakta gecikmedi: DAEŞ. Haliyle katil sürüsü DAEŞ’le mücadele! edecek silahlı ve sevimli! çocuklara ihtiyaç vardı. Tesadüfe bakın daha 1 yıl önce 2011’de kurulmuş YPG imdada yetişti.
ABD son birkaç yıl boyunca, pek çok insanı PKK/YPG’li teröristler arasından seçti, eğitti, donattı ve sözde sınır güvenliği maksadıya Reyhanlı’dan Öncüpınar’a Hatay, Kilis ve Şanlı Urfa sınırımız boyunca 30 bin kişilik bir terör ordusu oluşturdu.
Bu orduyu da hep konuşulan 4 bin tır silahla güçlendirdi. Tabii bu bilinen bölüm. Silahların içinde en çok dikkat çekenler, karadan havaya füzeler, tanksavar silahları ve özellikle Javelin lazer güdümlü antitank füze sistemi. Silahlı İHA kullanıldığı dahi ifade ediliyor.
Javelin Amerikan Deniz Piyadeleri dışında dünyada yalnız Tayvan, Litvanya, Ürdün, Avustralya, Yeni Zelanda ve İrlanda kullanıyor. Bir de YPG. Param var alayım deseniz silah karaborsalarından bulamayacağınız, 1 tanesi 250 bin ABD Doları olan bir silah bu. Geçmiş yıllarda talep ettiğimiz halde ABD bu silahı bize satmamıştı.
YPG bölgede 300’den fazla köy ve kasabayı işgal etti. Nüfusun yarısından fazlası olan Arap ve Türkmenler göçe zorlandı. ABD PKK’nın Suriye kolu PYD’ye bu bölgede resmen Kürt devleti kurdurmaya çalışıyor. ABD Hükümeti 2019 bütçesine PYD için 550 milyon dolar para ayırdı.
Bölgede çok ilginç bir taksim var. Beyaz Saray’a 9.323 km, Kremlin’e 2.155 km uzaktan gelen emperyaller Fırat’ın batısını Rusya’ya, doğusunu ABD ve tabii YPG’ye tahsis ederek adeta racon kesiyorlar. Ama Ankara’ya uzaklığı 500 km, Hatay ve Kilis’e birkaç mahalle uzakta olan Afrin’de aleyhimize gelişen duruma seyirci kalmamız isteniyor.
Düzenli bir askeri eğitimden geçen, belli kıyafet ve işaretleri olan, 2 binden fazla modern zırhlı aracı olan son derece modern bir ordudan bahsediyoruz. Tanksavarlarıyla, insansız hava araçlarıyla PKK’dan çok daha eğitimliler.
2015-2017 yılları arasında Suriye kaynaklı terör saldırılarında 316 sivil vatandaşımız hayatını kaybetti. Son bir yıl içerisinde Suriye sınırından Türkiye’ye 700’den fazla saldırı düzenlendi.
ABD “PKK’yı bırak, DAEŞ’e yoğunlaş” diyerek Türkiye’yi yerinde tespit etmeye çalışırken diğer taraftan da PYD’yi verdiği askeri ve siyası destekle sürekli güçlendiriyor. Bu hamle hem Türkiye’nin bölgesel güç olmasını engellemeyi hem de İsrail’in güvenliğini de temin etmeyi amaçlıyor. Irak ve Körfez ülkelerinden sonra ABD’nin Suriye’de de bir kıyıbaşı elde etmesi Büyük Orta Doğu Projesine giden yolda önemli basamak olarak yorumlanabilir.
Rusya da boş durmuyor, Esad’a tam destekle yüz binlerce masumun kanına girerken yanı başımızda hem deniz hem de hava üsleri kuruyor. 150 yıl öncesine dayanan Rusyanın sıcak denizlere inme politikası Akdeniz’deki üslerle can bulmuş durumda. Üstelik Fırat’ın batısı da kendinden soruluyor. ABD’nin bölgedeki nüfuzunu Türkiye eliyle zayıflatmaya çalışmak gibi bir yol tutmuş durumda.
İran, rejim ihracını Irak’tan sonra Suriye’de de tekrarlamak düşüncesinde. Şii Hilali projesi tüm hızıyla devam ediyor.
Afrin Neden Önemli?
- Afrin, Hatay ve Kilis içine adeta bir koçbaşı gibi uzanan ve bu sebeple son derece stratejik öneme sahip bir ilçe.
- Afrin’in batısı liteartürde Kürt Dağları olarak geçer. Bu bölge hakim arazidir. Topografik avantajları sebebiyle Hatay ve Kilis’e doğru çok uygun gözetleme ve ateş sahaları barındırır.
- Terör örgütü PYD/PKK, Türkiye-Suriye sınırının halen % 65’ini işgal ediyor.
- Türkiye tedbir almazsa ABD’nin sınırsız desteklediği örgüt Türkiye ve bölge için çok daha büyük bir tehdide dönüşecek.
- Örgüt uzun yıllardır Amanos Dağları’nı Suriye’den Türkiye’ye sızmak için kullanıyor.
- PYD/PKK, Suriye’nin kuzeybatısından denize çıkış için Afrin’e bel bağlıyor.
- Terör örgütü, Afrin üzerinden Fırat Kalkanı ve İdlib çatışmasızlık bölgesini de tehdit ediyor.
Harekâtın Muhtemel Faydaları
- Afrin’in teröristlerden temizlenmesi, Türkiye’nin güney sınırında yaklaşık 10 bin kilometre karelik bir alanın güvenli alana dönüşmesi demek. TSK’nın Fırat Kalkanı harekâtını icra ettiği Cerablus’tan Menbiç’e, Elbab’tan Azez’e Afrin’e yapılacak bütüncül bir harekâtla, kurulduğu günden beri temel amaçlarından biri Doğu Akdeniz’e ulaşmak olan PKK’nın kolu kesilmiş olacak.
- PKK’lıların Afrin- Amanos Dağları hattından Türkiye’ye sızması engellenecek.
- Teröristlerden temizlenerek tecrit edilen her yerleşim yeri Türkiye’ye göç eden Suriyeli’lerden bir kısmının daha ülkesine gitmesi demek.
- Başta egemen güçler olmak üzere tüm dünya bu bölgede operasyon yaparken artık daha temkinli olmak zorunda kalacak.
Sevgili Okuyucu;
Ne kadar doğru bilmiyorum ama tarih yazılmaya başlandığı günden bu güne kadar dünya savaşsız yalnız 26 gün yaşamış. Birbirinden ayrı 26 tane 24 saat.2016 Küresel Barış Endeksi ise son 10 yılda çatışma yaşanmayan yalnız 10 ülke olduğunu söylüyor. Savaşlar dışında terör 2015’te dünyada 32 bin 715 kişinin hayatına mal oldu. Küresel şiddetin bir yıllık bedeli ise tam 13.8 trilyon dolar.
Safdilliğe gerek yok. Bu coğrafyadan savaş asla eksik olmadı olmayacak.
Egemen güçler göz göre göre koca bir tehdit haline getirdikleri YPG’yi, kendine verilen misyonu tam olarak beceremediği için şimdilik oyun dışına ittikleri Barzani ve PKK’ya tercih ediyor.
Bunu görmek ve tehlike daha fazla büyümeden tedbir almak bu günkü hükümetin ve ordunun en temel görevidir. Bu tedbiri almasalardı vatandaş olarak hesabını sormamız gerekirdi.
Görüştüğüm konuşabildiğim arkadaşlarım harekata muhalif açıklamaların morallerini olumsuz etkilediğini ifade ediyor. Tepesinden mermi geçen herkes bu sözün ne demek olduğunu çok iyi bilir. Bu gün bize düşen siyasi kaygı ve kavgaları bir kenara bırakıp Mehmetçiğe moral destek vermektir.
Bu bizi yandaş yapmaz bu bizi vatandaş yapar.
Yorumlar: 3
Adeta tarihe not düşen bir yazı. Gündemi çok doğru, yalın ve özet değerlendirmişsiniz. Yüreğinize sağlık.
Bu yazıyı birilerinin gözüne sokmalı. Vatan evlatları can verirken harekatı eleştiren, şehit haberinde halay çekenlerle omuz omuza duranlar neredesiniz?:\
Stratejik ve analitik olarak rakamlarla bölge gerçeğini iyi bir dille anlatmışsınız, tebrikler